O iyi bir dansçı. | إنها راقصة جيدة. |
Babam pencereyi açmamı istedi. | طلب مني والدي أن أفتح النافذة. |
Yaşasın yeni yazım! | تحيا التهجئة الجديدة! |
Bir küpün hacmi nasıl hesaplanır? | كيف تحسب حجم المكعب؟ |
Ölümü maviden bir cıvata gibiydi. | كان موته مثل صاعقة من السماء. |
Bu onun son ve tek umuduydu. | كان أمله الأخير والوحيد. |
Kimliği bir sır olarak kalmalı. | يجب أن تظل هويته سرية. |
Birbirimizi anlayabiliyorduk. | كنا قادرين على فهم بعضنا البعض. |
Bu sorunu nasıl çözeceğiz? | كيف سنحل هذه المشكلة؟ |
Çok para kazandı. | لقد جنى الكثير من المال. |
Aklıma harika bir fikir geldi. | خطرت لي فكرة رائعة. |
Dürüstlüğü tartışılmaz. | صدقها لا يمكن إنكاره. |
Sana arkadaşım demeye utanıyorum. | أشعر بالخجل من مناداتك يا صديقي. |
Kelimeyi parantez içine alın. | ضع الكلمة بين قوسين. |
Vahşi hayvanlardan korkarım. | أنا خائف من الحيوانات البرية. |
Evim kiliseye yakın. | بيتي بالقرب من الكنيسة. |
Ve söyleyecek bir şeyim yok. | وليس لدي ما أقوله. |
Risk almayan şampanya içmez. | من لا يخاطر لا يشرب الشمبانيا. |
Saksıya taze toprak ekledi. | أضافت تربة جديدة إلى إناء الزهور. |
Çocuk resim çizmeyi severdi. | أحب الصبي أن يرسم صورة. |
Kız kardeşim sık sık bağırır. | كثيرا ما تصرخ أختي. |
Son derece dürüst bir adam. | إنه رجل نزيه للغاية. |
Yaşlı insanlar saygıyı hak eder. | كبار السن يستحقون الاحترام. |
Hasta olmasına rağmen okula geldi. | جاء إلى المدرسة على الرغم من أنه ليس على ما يرام. |
Ofisi benimkinin hemen yanında. | مكتبه بجوار مكتبى. |
Tek söylediği bu. | هذا كل ما قاله. |
Ahtapot Paul haklıydı. | كان الأخطبوط بول على حق. |
Yolda radyo dinliyorum. | على الطريق ، أستمع إلى الراديو. |
O konuşkan değil. | إنه ليس ثرثارة. |
Bana kuru bir havlu getir. | أحضر لي منشفة جافة. |
Bagajımı nereden alabilirim? | أين يمكنني أن أحمل أمتعتي؟ |
Babam çok havalı. | والدي رائع جدا. |
Onunla kalabalıkta tanıştım. | التقيت به في الحشد. |
Bunu kendi sorumluluğumda yaptım. | فعلت هذا على مسؤوليتي الخاصة. |
Ne istersiniz: çay mı kahve mi? | ماذا تحب: شاي أم قهوة؟ |
Kız bulaşık yıkamayı sevmiyordu. | الفتاة لا تحب غسل الصحون. |
Uyruğuna göre Ukraynalı. | هو أوكراني الجنسية. |
Dürüst olduğunu herkes biliyor. | يعلم الجميع أنه صادق. |
Onunla vedalaşarak evden çıktı. | ودعته ، غادرت المنزل. |
Küçük bir kasabada yaşıyorum. | أعيش في بلدة صغيرة. |
Kitap yazarak geçimini sağlıyor. | هي تكسب عيشها من خلال تأليف الكتب. |
Ben sohbete katılmadım. | لم أشارك في الحديث. |
Çizelgeniz var mı? | هل لديك جدول؟ |
Çatışmadan kaçınmaya çalıştım. | حاولت تجنب الصراع. |
Hedefe en son kim ulaştı? | من كان آخر من وصل إلى الهدف؟ |
Aylık kira ne kadar? | ما هو الايجار الشهري؟ |
Cinayetten suçlu değil. | إنه غير مذنب بارتكاب جريمة قتل. |
Görüşmeyeli bir hafta oldu. | لقد مر أسبوع منذ أن التقينا. |
Birçok farklı modül türü vardır. | توجد أنواع مختلفة من الوحدات. |
Zanaat nakış ve dikiş içerir. | تتضمن الحرفة التطريز والتطريز. |
Yarışma takviminin ilk versiyonu. | النسخة الأولى من جدول المسابقة. |
Şeftali şeklinde çömlek, c. 1725. | إناء نبيذ على شكل خوخ ، ج. 1725. |
Gelecekte ne olacağı önemli değil. | لا يهم ما قد يحدث في المستقبل. |
Deneysel Sosyal Psikoloji Dergisi. | مجلة علم النفس الاجتماعي التجريبي. |
Radyoaktif madde doğada bulunur. | تم العثور على المواد المشعة في جميع أنحاء الطبيعة. |
En acil ihtiyaç daha iyi ulaşımdı. | كانت الحاجة الأكثر إلحاحًا هي النقل الأفضل. |
Müzenin tamamını ayıracağız. | سنخصص المتحف بأكمله. |
Nimeti zorla almalısın. | يجب أن تأخذ النعمة بالقوة. |
Hoş olmayan çocukluk. | طفولة غير سارة. |
gözetleme, tamam mı? | المراقبة ، حسنا؟ |
Elinizi buraya koyun lütfen. | ضع يدك هنا من فضلك. |
Ayrıca küçük bir hediye getirdim. | كما أحضرت هدية صغيرة. |
Stan iyi mi? | هل ستان بخير؟ |
Hattı bağla Terry. | ربط خط تيري. |
Hayali kiracılar. | المستأجرين الوهميين. |
Hemen uyuyun. | اذهب مباشرة للنوم الآن. |
Sevgili Sürekli Okuyucumuz, | عزيزي القارئ |
Ama belki de yanlış bir hayaldi. | ولكن ربما كان تخيلًا خاطئًا. |
Bir numara mı, tuzak mı? | خدعة ، فخ؟ |
Aldatıcı mısınız? | هل أنت مخادع؟ |